Mahkeme 'Dur' dedi, Samsun B.B. yine suç işledi

TMMOB Mimarlar Odası Samsun Şubesi Başkanı Burak Şener, yaptığı açıklamayla Başkanlığını Mustafa Demir'in yaptığı Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin suç işlemeye devam ettiğini açıkladı.

TMMOB Mimarlar Odası Samsun Şubesi Başkanı Burak Şener,  İnşaat Mühendisleri Odası Samsun Şubesi Başkanı Hüseyin Talak, Elektrik Mühendisleri Odası Samsun Şubesi Başkanı Tarık Tarhan ve Çevre Mühendisleri Odası Samsun Şubesi Başkanı Kübra Küçük'ün imzasını taşıyan açıklamada, "Samsun İli, Atakum İlçesi hudutları dahilinde bulunan Marina'dan (Kurupelit) başlayarak Kuş Cenneti'ne kadar olan alanda sahil düzenlemesi amacıyla yapılan, 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğine ilişkin Samsun Büyükşehir Belediyesi Meclisi'nin 15/05/2014 tarihli, 10-134 sayılı kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemi için,TMMOB ye bağlı Mimarlar Odası, İnşaat Mühendisleri Odası, Elektrik Mühendisleri Odası tarafından dava açılmış, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası  davaya müdahil olarak katılmıştır" denildi.

SONRADAN YASALLAŞTIRMAK İSTEDİ
Yapılan açıklamada, açılan davada iptal talebinde bulunulduğu belirtilerek şöyle denildi: "Samsun İli, Atakum İlçesi hudutları dahilinde bulunan Marina'dan (Kurupelit) başlayarak Kuş Cenneti'ne kadar olan alanda sahil düzenlemesi amacıyla yapılan, 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğine ilişkin Samsun Büyükşehir Belediyesi Meclisi'nin 15/05/2014 tarihli, 10-134 sayılı kararının; yapılmakta olan sahil yolu ile Samsun'un doğusundan batısına kadar olan sahilin ekolojik dengesinin bozulduğu ve geri dönüşü mümkün olmayan bir durumun yaşandığı, Atakum ilçe hudutları dahilinde bulunan Marinadan (Kurupelit) başlayarak Kuş Cennetine kadar olan alanda sahil düzenlemesi adı altında 20 metre genişliğinde araç yolu yapımı inşaatına fiilen başlandığından davalı kurum yapmış olduğu dayanakısz işlemi sonradan plan değişikliği yaparak yasallaştırmaya çalıştığı, yapılan bu plan değişiklilerinin özellikle Kıyı Kanunu, Kıyı Kanunu Yönetmeliği, İmar Kanunun, Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelikv e Çevre Kanunu hükümlerine aykırı olduğu, gerekli izinlerin alınmadığı ve kıyı kenar çizgisinin paftalara işlenmediği davaya konu olan sahil araç yolunun bilimsel, nesnel ve teknik gerekçelere dayanmadığı, plan ana kararlarının sürekliliğini ve bütünlüğünü bozduğu, Samsun halkının kumsaldan ve denizden yararlanma hakkının elinden alındığı, Ramsar listesine dahil olan kuş cenneti ve su basar ormanlarının etkilendiği, imar planı değişikliğinde her ne kadar araç yolu olmadığı belirtilmiş olsa da uygulamada yapılanın araç yolu olduğu, davaya konu plan değişikliklerinin plan açıklama notlarına konulan araç yolu olmadığına ilişkin not ile aslında fiilen var olan durum yokmuş gibi gösterilerek yasayı dolandığı ve hukuka aykırı olduğu iddialarıyla iptaline karar verilmesi istenmiştir."

YARGI 'DUR' DEDİ
Şener, Talak, Tarhan ve Küçük'ün ortak açıklamasında mahkenin karar verdiği hatırlatılarak, "Açılan dava 2.  İdare Mahkemesinde görülerek, dava ile ilgili Mahkemece verilen 11/11/2015 tarih ve E:2014/1117, K:2015/1709 sayılı karara Odalarımız tarafından Danştay’ da itiraz edilmiş,  Danıştay 6. Dairesi'nin 28/12/2017 tarih ve E:2016/1225, K:2017/11850 sayılı kararı ile; “……eksik incelemeye dayalı İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmadığı" gerekçesiyle dava bozulmuş, dosya 2. İdare Mahkemesi Tarafından, Danıştay görüşleri doğrultusunda yeniden ele alınarak karara bağlanmıştır. Varılan kararda özetle ; “Olayda,  dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler ile yukarıda özetine yer verilen bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesi neticesinde, dava konusu imar planı değişikliklerinin yaklaşık 10,5 km'lik bir sahil bandını kapsadığı, anılan imar planında uyuşmazlık konusu olan yolun niteliği çizim tekniği olarak yaya yolu olduğu,yol genişliğinin 20 m belirlenmesi taşıt yolu niteliği kazandırmadığı, yolun ortasında refüj (şerit park) çizilmesi ve 20 m genişlik verilmesi bulunduğu konumve etrafındaki yaya etkinlikleri ile değerlendirildiğinde dinlenme olanağı sunacak bir tasarım potansiyeli taşıdığı, planlanan 20 m'lik yaya yolunun büyük kısmının kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında kaldığı, yine planlama alanının kuzey kesimini oluşturan bir bölümde, planlama alanının bir kısmının 19 Mayıs Havaalanı ve yakın çevresinde Bakanlıkça onaylı bir dolgu planı ile çakıştığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, kıyıda, yani denizde yol yapabilmek için dolgu yapılması, kalıcı zemin oluşturulması, bu zemin üzerinde uygun malzeme ile kalıcı yol döşemesi yapılması gerektiği,  bu doğrultuda dolgu yapılması gerektiği için kıyıda dolgu planı yapma yetkisinin Bakanlıkta olduğu, kıyıda, dolgu planı yapılmadığı durumda ise; belediye tarafından imar yolu niteliğinde olmayan, ahşap veya başka tür sökülebilir malzemeden yapılan, plajda dolaşmak, denize veya kıyı etkinliklerine güvenli erişmek amaçlı yürüyüş yolları tasarlanabileceği açık olduğu halde somut olayda gerek dava konusu Bakanlığın dolgu planı kapsamına girmeyen20 m'lik yolun büyük kısmının kıyıda kalması ve gerekse de alçak basık kıyı özelliği gösteren, kumsal türü plajı bulunan bir kıyıda tekniğine ve mevzuatına uygun dolgu planlaması ve uygulaması yapılmaksızın yaya yolu planlanması ve insa edilmesinin kıyı ve imar mevzuatlarına uygun olmadığı anlaşılmış olup; bu kapsamda dava konusu imar planı değişikliğinde bu nedenle hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline,' denilerek, bahse konu plan iptal edilmiştir." ifadeleri kullanıldı.

AÇIKCA SUÇ İŞLENMİŞTİR

Açıklamada yargı kararına rağmen çalışmalar devam ettirilerek açıkca suç işlendiği ifade edilerek şöyle denildi: "Dava konusu plan başlangıçta kamu oyuna Sahil Yolu Düzenleme Çalışması olarak sunulmuş, gelen tepkiler üzerine reklam bilbordlarında yolu ibaresinin üzeri boyanarak Sahil Düzenleme Çalışması başlığı altında açıkça yasalara aykırı davranılarak araç yolu düzenleme çalışmalarına devam edilmiş, yerinde imalatlar bu doğrultuda yürütülerek kanunlar önünde açıkça suç işlenmiştir.
Yine Dava konusu plan açıklama raporunda, kıyı planlaması ve düzenlemesi amacıyla yapılan yolun araç trafiğine kapalı olduğunun ancak zorunlu durumlarda itfaiye, ambulans ya da başka giriş çıkışı olmayan parseller için giriş çıkış amaçlı kullanılabileceğinin belirtildiği, halde yapılan düzenlemenin fiziki altyapısı sürekli trafik işleyecek şekilde düzenlenmeye devam edilmiş olup, Büyükşehir tarafından yapılan trafik işareti düzenlemeleri ile yaya yolu olarak planlanan güzergah araç trafiğine açılmıştır.

TAHRİBAT TELAFİ EDİLMELİ
Halen,  kıyı kanununa, kıyı kanununa bağlı yönetmeliklere,  aykırı bir biçimde  Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı düzenlemeler doğrultusunda  ve Samsun Valiliği’nin bilgisi dahilinde bu güzergah araç yolu olarak kullanılmaya devam etmekte ve yetersiz altyapısı ile halkımızın can güvenliği tehlikeye sokulmaktadır. Doğal bir kıyı güzelliğine sahip olan bölge sahilinin taşıt trafiğine açılması, özellikle yaz aylarında ki yoğunluk da dikkate alındığında hava kirliliği ve gürültü gibi çevresel parametrelerde artış meydana getirecektir.
Her deniz dolgusu, az ya da çok deniz canlılarının yaşam ortamlarını yok etmekte “doğayı tahrip” etmekte ve ekosistemi olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca, denizin doldurulması, kıyı yönetimi çerçevesinde birçok açıdan ele alınması ve irdelenmesi gereken, sucul ekosisteminin yaşamı dikkate alınarak çevresel risklerin değerlendirilmesi gereken önemli bir konudur.  Bütün bunlar göz ardı edilerek başlanan projenin yarattığı tahribatın telafi edilmesi ve iyileştirilmesini bekliyoruz.
Samsun Büyükşehir Belediyesini, açıklamada yer alan mahkeme kararı doğrultusunda  bahse konu sahil bandını Kıyı Kanunu ve Yönetmeliklerinin tanımladığı usul ve esaslara göre halkımızın kullanımına sunmaya,  Samsun Valiliğini de hukuka aykırı yapılan  uygulamaların düzeltilmesi noktasında, yetkili olduğu bu kıyı bandında yasalarla tanımlanan sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz."